Özel Arama
*

   
  BDC Su | MyWater - WaterStars
  Basından Haberler
 

Sudaki Hangi Maddeler Hangi Rahatsızlıklara Sebep Olur ?
BDC Su | MyWater tarih 17.02.2009, 00:19 (UTC)
 *** Arsenik: Karaciger ve ciltte kötü huylu tümör olusumu, kramplar, spazmlar, sinir sistemini etkiler.
*** Baryum: Uzun süreli uyarici kas reaksiyonlari, sinir blokaji
*** Benzen: Kanser, lösemi, anemi
*** Kadmiyum: Bronsit, anemi, mide rahatsizliklari
*** Karbon Tetraklorid: Merkezi sinir sistemi baskisi, mide, karaciger ve böbreklerde hasar, koma ve ölüm
*** Klordan: Karaciger ve böbrek hasari
*** Klorobenzen: Solunum sisteminde iritasyon, merkezi sinir sisteminde depresyon
*** Kloroform: Karaciger, böbrek ve kalp etkileri
*** Kromyum: Böbrek hasari, kanser
*** Bakir: Mide iritasyonu, çocuk ve bebek ölümü, Wilson hastaligi
*** Dikloroetilen: Mide bulantisi ve bas dönmesi
*** Etilendibromid: Dogurganligin azalmasi
*** Florit: Yüksek dozlarda iskelet sistemi hasari
*** Heptaklor: Tümör olusumu
*** Kursun: Sinir sisteminde, böbreklerde, üreme sisteminde hasar .
*** Lindan: Kronik karaciger hasari, anemi, lösemi
*** Merkür: Böbrek yetmezligi, ölüm
*** Metilen Klorid: Zehirlidir.
*** Nikel: Hiperglisemin, mide ve sinir sistemi rahatsizliklari
*** Pentaklorofenol: Istah kaybi, solunum yetmezligi, uyusma, koma ve ölüm
*** PCB: Cilt ve karaciger hasari, mide bulantisi, kilo kaybi, koma, ölüm
*** Selenyum: Kanserojen, mukusta tahribat
*** Sülfat: Laksatif etki
*** Tetrakloroetilen: Merkezi sinir sistemi etkisi, uyusma, ölüm
*** Toluen: Uyusturucu etki, gözlerde ve solunumda iritasyon
*** Toksafen: Akciger hasari
*** Trikloroetan: Uyusturucu etki, merkezi sinir sisteminde depresyon, bilinç kaybi, ölüm
*** Trikloroetilen: Merkezi sinir sisteminde depresyon, koordinasyon kaybi, bilinç kaybi
*** Trihalometan: Kas ve sinir sisteminde etki, bilinç kaybi
*** Vinilklorid: Merkezi sinir sisteminde depresyon, görme ve isitme kaybi, ölüm
*** Ksilen: Mukoz yapi iritasyonu, akciger tikanmasi, böbrek yetmezligi
*** Çinko: Kas sertligi ve aci, istah kaybi, mide bulantisi
 

İzmir'de su arıtma cihazı satışları patladı
Zaman Gazetesi 18-07-2008 tarih 16.02.2009, 23:48 (UTC)
 Damacana suyun yaygınlaşmasıyla birlikte unutulmaya yüz tutan su arıtma cihazları, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in başlattığı "İzmir'in suyu arsenikli" tartışmalarıyla tekrar gündeme geldi. Suda arsenik bulunması arıtma cihazı satışlarını patlatırken firmalar, yoğun talep sebebiyle montaj elemanı bulmada bile sıkıntı yaşıyor.

Aliağalı genç girişimci Murat Miran (21) da arsenikli su tartışmalarının yaşandığı şu günlerde sektöre girenlerden. Miran, İzmir'de arsenikli su tartışmalarına "Waterbox" isimli cihazla son vermek istiyor. Ankaralı bir girişimci olan Emre Ermiş tarafından kurulan "Su Kutusu" adlı firma tarafından üretilen bu cihaz, her türlü suyu içme suyuna çevirebilme özelliğine sahip. Su Kutusu'nda kloru temizleyen bir filtre yer alıyor. Ters ozmos sistemiyle çalışan sistemde çift çevrim kapsül filtre kullanıyor. İlk olarak NASA tarafından uzay kapsülünde atık sudan içme suyu elde etmek için yapılan sistem, şimdi de arsenikli su tartışmasının bitirilmesi konusunda girişimcilerin iştahını kabartıyor. Ermiş'in ürettiği cihazı Aliağalılarla tanıştırmayı hedeflediğini belirten Miran, "İzmir'de günlerdir arsenikli su tartışması yaşanıyor. Bende firmayla irtibata geçtim, kurslarına katıldım ve ürün uzmanı sertifikası alarak Aliağalıları bu cihazla tanıştırmayı hedefledim. Kısa zamanda çok ilgi gördü." dedi.

Basın mensuplarına cihazı tanıtan Murat Miran, çeşmeden doldurduğu bir bardak, suyun cihaza gelmeden önceki filtre edilmiş halinden bir bardak ve arıtılmış suyun olduğu üçüncü bardakla elektroliz cihazı kullanarak bir deneme yaptı. Çeşmeden akan su sarı bir renk alırken ilk filtre sonrası alınan su yeşil oldu. İçme suyunun ideal olabilmesi için sekiz önemli özelliğe sahip olması gerektiğini vurgulayan Miran, "İnsan, hayatı boyunca ortalama 50 ton su içiyor. Bu suların berrak, yumuşak, sağlıklı, ekonomik, kokusuz, taze, kaliteli ve zahmetsiz olması gerek. Bu cihaz sayesinde bütün bunlar oluyor. Beş yıl garantili cihazımız sayesinde sağlıklı suya fazladan para ödemeniz gerekmiyor. Deniz suyu dahi arıtılarak içme suyu olarak kullanılabilir." dedi.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=715744
 

Damacana su fiyatları arttı
A.A tarih 16.02.2009, 23:46 (UTC)
 Damacana su sektöründe faaliyet gösterin firmalar, girdi maliyetlerinde artış gerekçesiyle fiyat artışına gittiler. Erikli Su Doğu Akdeniz Bölgesi Ana Distribütörü Cem Maltaş, yaz aylarına girilmesiyle su tüketiminde artış yaşandığını söyledi.

Tüketim artışın kendilerini sevindirdiğini anlatan Maltaş, “Satışlarda yükselme var. Ancak girdi maliyetlerindeki artış nedeniyle fiyatlar da yükselme yaşandı. Bu artışlar akaryakıt fiyatının yükselmesine orantılı olarak devam edecektir” dedi.

Sevkıyat dolayısıyla akaryakıt fiyatlarındaki artışın maliyetleri etkileyen unsurların başında geldiğini ifade eden Maltaş, “Ayrıca diğer bir unsur da işçiliktir. Yaklaşık 8 aydır fiyatlarda değişiklik yapmadık. Ancak, özellikle bu iki konudaki artış sonucunda 19 litrelik damacana suyun fiyatını 6,5 YTL`den 7,25 YTL`ye yükseltmek durumunda kaldık” diye konuştu.

Yapılan araştırmada, sektörde faaliyet gösteren firmaların son bir aylık sürede fiyatlarda düzenlemelere gittikleri, 19 litrelik damacana suyu fiyatının 4,5-7,25 YTL arasında değiştiği tespit edildi.

AA
 

Damacana su kullananlar dikkat!
YeniŞafak Gazetesi 25-11-2008 tarih 16.02.2009, 23:42 (UTC)
 Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fatih Köksal, "son yıllarda kişi başına kullanım oranı artan damacanadaki suyun hava ya da güneşe maruz kalmasının, kişiyi ölümle sonuçlanan hastalıklara kadar götürebilen mikroorganizmaların üremesine neden olduğunu" bildirdi. Prof. Dr. Köksal, yaptığı açıklamada, "şişe suyu" olarak bilenen işlenmiş suyu sağlık açısından desteklediklerini, ancak kullanım süresi ve bekletildiği ortama dikkat edilmediğinde enfeksiyon hastalıklarına yol açabidiğini belirtti.

Şişe sularının, bulundukları ortam ve temizlik kurallarına uyulmadığıtakdirde hepatit yapan virüsler dahil tüberküloz, ishal ve daha birçok enfeksiyonhastalığının oluşumuna zemin hazırladığını ifade eden Köksal, şunları söyledi:"Vücudun yüzde 70'ini oluşturan su, vücutta bir elektrik cihazındaki kablo görevini üstlenir. Bu nedenle hücreler arası iletişim, enzimler, hormonlar ve bütün metabolizmayla ilgili faaliyetleri sağlayan suyun çok sağlıklı olması gerekir."Prof. Dr. Köksal, şişe sularının işlenmiş olması nedeniyle doğal olarak değerlendirilemeyeceğini ifade ederek, "Teknolojinin yardımı ile her tür su işleme tabi olarak içilebilir niteliğe getirilebilir ve işlenmiş su olarak tanımlanabilir. Ancak, bunların da tıpkı diğer gıda ürünleri gibi raf ömrü vardır. Bu ömür, suyun ambalaj malzemesi, saklama koşulları ve işletme koşullarına bağlıdır" dedi.

Ev ve işyerlerinde çoğunlukla "damacana" tabir edilen plastik şişelerde kullanılan suyun mutlaka serin, güneş ışığından uzak ve kuru ortamlarda saklanması gerektiğine dikkati çeken Prof. Dr. Köksal, şunları kaydetti:

"Su şişesinin etrafında suya ve ambalaj maddesine etki edecek kokulu maddeler bulundurulmamalı. Damacanadaki suyun hava ya da güneşe maruz kalması zararlı mikroorganizmaların üremesine neden oluyor. Su şişesinin kapağı bir kez açıldığında hava ile temas ettiğinden 10-15 saatte tüketilmeli. En fazla birgünde tüketilebilecek gramajdaki suyun kapağı açılmalı. Ev ve işyerlerindeki kişi sayısı ve ortalama tüketim dikkate alınarak damacana suyunun gramajı tespit edilmeli. Bu durumda özellikle evlerde kullanılan 19 litrelik damacana sularınkapağı açıldığında ne şekilde saklanırsa saklansın günlerce kullanılmasısakıncalı.

"Prof. Dr. Köksal, suyun renksiz, berrak, kokusuz ve tatsız olanınıntercih edilmesi gerektiğini belirterek, "Çünkü suyun kokusunu, rengini veberraklığını bozan mikroorganizmalar oluyor" dedi.

Prof. Dr. Köksal, birçok kişinin ev ve işyerlerinde "su sebili" diye tabir edilen cihazların yanı sıra pompalı damacana kapaklarının da bulunduğunu belirterek, şunları söyledi:

"Sebil cihazına yerleştirilen damacanadaki suyun kapağı da delindiği için havayla temas ediyor. Bu yüzden kullanım süresinde kriterler burada da dikkate alınmalı. Pompalı damacanaların ise pompa temizliğine dikkat edilmeli. Bu pompaların kirliliği gözle de tespit edilebilir. Suya doğrudan temas eden pompa ve 'cooler' diye tabir edilen aparatının temizliği yapılmadığında havada ve ortamda bulunan mikro organizmalar, kokular veya yabancı maddeler pompa üzerinde birikip suya bulaşacaktır. Bulaşan bu mikro organizmalar zamanla çoğalarak kaplarda beyaz, yeşil ya da kahverengi kümeler meydana getirebilir veya suyun tadında ve kokusunda istenmeyen değişikliklere neden olabilirler."

Türkiye'de 2006'da kişi başı 91 litre olan işlenmiş su tüketiminin, geçen yıl 100 litreye ulaştığını belirten Prof. Dr. Köksal, Avrupa ülkelerinde ise bumiktarın birkaç katı olduğunu belirtti. Prof. Dr. Köksal, gelir ve eğitim seviyesi yükseldikçe şişe suyuna da talep artacağından sağlıklı suyun kriterlerinin de herkesçe bilinmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

http://yenisafak.com.tr/saglik/?t=25.11.2008&i=151787
 

Su Damacanaları Öldürüyor.
BDC Su tarih 16.02.2009, 23:22 (UTC)
 Bir dahaki sefer su satın alırken evinize gelen plastik damacananın altına dikkatlice bakın. Eğer damacananın altında üçgen geri dönüşüm logosu içinde 3 veya 7 rakamını görüyorsanız bu damacanalar sağlığınız açısından tehlike yaratıyor anlamına geliyor.
Bu geri dönüşüm işareti, damacananın yüksek oranda kimyasal madde içerdiğini gösteriyor. Özellikle de vücuda iki kat daha fazla zarar veren ‘biesphenol A’ nın yüksek olduğunu gösteriyor. BPA olarak da bilinen ‘biesphenol A’ kalp sağlığınızı bozuyor ve diabet riskini iki kat arttırıyor.

ABD’deki Peninsula Tıp Fakültesi’nde yapılan araştırmalar, BPA’ların karaciğer rahatsızlıklarıyla da bağlantılı olduğunu ortaya koyuyor.
İngiltere Gıda Standartları Enstitüsü’nün açıklamasına göre gün içinde almış olduğunuz BPA miktarının vücut ağırlığınızla dengeli bir uyum içinde olması gerekiyor. Sahip olduğunuz kilo başına günde 50 mikrogram kimyasal madde ‘normal değer’ olarak kabul ediliyor. Yani eğer vücut ağırlığınız 60 kilogram ise gün içinde alabileceğiniz en üst limitin 3000 mikrogram olması gerekiyor. Bu rakamın üstüne çıktığınız anda kalp, diabet ve karaciğer riskiniz iki kat artıyor.
Yüksek kolesterol, kan şekeri düzensizliği, yüksek kan basıncı, kanser ve nörolojik problemlerle de bağlantılı olduğu düşünülen BPA’nın vücuda zararı araştırılmaya devam ediliyor.
Amerika’da sağlıklı insanlar üzerinde yapılan araştırmalarda altı yaş üstündeki her on kişiden dokuzunun risk taşıdığı ortaya çıktı. Çünkü gün içinde kullandığınız birçok plastik malzeme BPA içeriyor. BPA kimyasal maddesi bebek biberonundan plastik şişelere kadar yüzlerce plastik malzemede bulunuyor. Konserve kutuları ve hatta CD’ler de buna dahil.

Eğer suyunuzu damacana veya şişeler içinde alıyorsanız altındaki üçgen logonun içinde “1″ rakamı olmasına dikkat edin. Bu rakam damcananın BPA içermediğini gösteriyor.

http://www.blogpedi.com/su-damacanalari-olduruyor/
 

Dünyada Temiz Su Kaynağı Kalmayacak.
Milliyet Gazetesi tarih 08.04.2008, 12:13 (UTC)
 Dünyada 1 milyardan fazla insan için 'güvenli içme suyu' bulmak sorun. 2.5 milyar insan aritma hizmetinden yoksun...


ANKARA

DÜNYADA 1 milyardan fazla insanin güvenli içme suyu, 2.5 milyar insanin da güvenli aritma hizmetlerinden yoksun oldugu bildirildi. Dünya Su Günü nedeniyle yazili açiklama yapan Çevre Mühendisleri Odasi Baskani Cihan Dündar, yüzyilin en önemli sorunlarindan birinin, temiz su kaynaklarinin hizla azalmasi, suya erisimin zorlasmasi ve su yoksullugunun giderek artmasi oldugunu belirtti. Cihan Dündar açiklamasinda, kaynaklarin yönetimi konusundaki kötü politikalari da elestirdi.

Milliyet

Suyumuza sahip çikalim

Su! Dünyanin dörtte üçü. Vücudumuzun üçte ikisi. Hayatin ta kendisi. Kisi basina düsen yillik su miktarinin 1430 metreküp oldugu Türkiyemiz, su fakiri. Tabloda da görebileceginiz gibi su miktarinda dünya ortalamasinin çoook gerisindeyiz. Dahasi, ülkemizde 40 yil önce kisi basina düsen su miktari yilda 4 bin metreküpken simdi 1430 metreküpe geriledigini ögrendigimizde, durumun vahameti iyice kafamiza dank ediyor.
WWF-Türkiye (Dogal Hayati Koruma Vakfi), dün Suyumuza sahip çikalim! sloganiyla tüm Türkiye'yi kapsayan bir kampanya baslatti. Genel Müdür Dr. Filiz Demirayak'i dinlerken, tipki enerjide ya da saglikta oldugu gibi su konusunda da herhangi bir politikamiz olmadigini anladik. Diger alanlarda oldugu gibi su ile ilgili mevzuat da çok daginik; yetkili 14 merci olunca, hiçbirinin yetkisi olamiyor maalesef.

En büyük sorun tarimda
Türkiye'de suyun % 72'si tarimda, % 18'i evsel kullanimda, % 10'u sanayide tüketiliyor. Ve en büyük 2 sorun tarimsal sulama ile kaçak yeralti suyu kullaniminda.
Demirayak'in verdigi bilgilere göre;

· Tarimdaki sulamanin % 88'i vahsi sulama

· Kentsel sulamada kayip-kaçak orani % 40

· Belediyelerin sadece % 8'inde aritma tesisi var

· Organize Sanayi Bölgeleri'nin bile % 25'i aritmasiz
Türkiye'de son 40 yilda 3 Van Gölü büyüklügünde alan, ekolojik olarak yok oldu. Tuz Gölü'nün yarisi kurumus durumda...
Su tüketiminde en az paya sahip kesim % 10 ile sanayi; ama orada da atik su sorunu var. Sanayinin her 1 litre atik suyu, 8 litre içme suyunu kirletiyor.

Farkindalik yaratmak
WWF-Türkiye'nin hedefi, 1 yil sürecek bu kampanya ile gerek suyu yönetenler, gerekse tarimiyla, sanayisiyle ve evinde su kullanan siradan vatandasiyla suyu kullananlarda, her damla suyun ne denli degerli oldugu konusunda farkindalik yaratmak. Suyun neredeyse dörtte üçünü tarim kullandigi için de ise tarim kesiminden baslamislar.
Tahil ambarimiz Konya Havzasi, suyun en az oldugu yer. Mutlaka vahsi sulamadan damla sulamaya geçilmesi lazim. WWF-Türkiye'nin son 3 yilda Konya Havzasi'nda yaptigi çalismalar, suyu yönetenlerle suyu kullananlari biraraya getirmis ve kisa sürede olumlu sonuçlar alinmis. Örnek uygulamalarda vahsi sulamadan damla sulamaya geçilince, % 72 su tasarrufu saglandigi gibi, çiftçinin her gün tarlasini sulama zahmeti de ortadan kalkmis. Bitkinin ihtiyaci oldugu saatte ve miktarda su, sadece bitkinin köküne verildiginden, suyun yarisinin ürüne ulasamadan heba olmasi da önlenmis. WWF-Türkiye'nin de çiftçinin de 3'er bin YTL koyduklari örnek uygulama, kendini 1 yil içinde amorti ediyormus.

Suyun akma hakki vardir
Suyu yönetenlerde farkindalik yaratmak da bu kampanyanin önemli bir ayagi. Kocaeli susuz kaliverince, çare olarak Sapanca'dan su getirelim diyenlere Dr. Demirayak'in anlamli bir yaniti var:
"Önce Kocaeli'nde % 47'lik kayip-kaçak oranini halletsinler. Sanayi, atik sularinin geri dönüsünü saglasin. Istanbul'a da Istrancalardan su getirilsin diyorlar. Baska havzalarin suyunu almak çözüm olamaz. Kaldi ki suyun, oldugu yerde durma hakki vardir. Su, nehirlerde bosa akiyor diyenler de var. Suyun akma hakki da vardir!"

 

<-Geri

 1  2  3 Devam -> 
 
  BDC Su ve Arıtım Teknolojileri Ltd. Şti. BDC GROUP  
 
Site Ekle islamiHit.com
islamiweb.net
Zirve100 Site ekle
TOPlist Ekonomi ve Is Dunyasi Xarama.com Arama Motoru Toplist Site ekle Link Ekle
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol